26 Mart 2011 Cumartesi

2008 Temmuz Nemrut Dağı Milli Parkı



Nemrut Dağı Milli Parkı Adıyaman ili Kahta ilçesi sınırları içinde bulunmakta. Biz Diyarbakır-Siverek üzerinden Atatürk Baraj Gölünü feribotla geçerek ulaştık Nemrut Dağı'na.

Wikipedia bu konuda der ki: "Kommagene kralı Antiochus Theos, M.Ö. 62 yılında bu dağın tepesine, pekçok Yunan ve Pers tanrısının heykelinin yanı sıra kendi mezar-tapınağını da yaptırmıştır. Mezarda, bir kartalın başı gibi, tanrıların taş oymaları bulunur. Heykellerin diziliş şekli hiyerotesyon olarak bilinir.Ayrıca her heykelin boyu 10 metre kadardır ve dünyanın en güzel gün doğumu ve gün batımı burada olduğu söyleniyor"

Kendi aracınızlar geliyorsanız zirveye varmadan 10-15 dakika önce milli park giriş kapısında giriş ücreti ödemeniz gerekiyor. Zirveye yakın park yerine aracımızı park edip 200-300 metrelik patikadan tırmanmaya başladık. Tepeye vardığınızda ortada bir tümülüs ile doğu ve batı taraflarındaki terasları görüyorsunuz. Her iki terasta heykeller bulunmakta.






 Zirveye yakın park yerine aracımızı park edip 200-300 metrelik patikadan tırmanmaya başladık. Tepeye vardığınızda ortada bir tümülüs ile doğu ve batı taraflarındaki terasları görüyorsunuz. Her iki terasta heykeller bulunmakta. 



Tümülüsün üzerine çıklmasına izin verilmiyor. (zaten çıkmanında pek bi anlamı yok :) ) Yanına gidince ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılıyor. 


Uzaktan bakınca doğal bir tepe ama yaklaşınca irili ufaklı çakıl taşlarının yığılmasından oluştuğu gözleniyor.






Biz gün batımını yakalamayı son anda başardık ve buna kesinlikle değer.








 
Güneşi nemrut zirvesinde batırdıktan sonra hemen yol üzerindeki Nemrut Kervansaray Otel'de konakladık. (http://www.nemrutkervansaray.com). Otelimizin sahibi güleryüzlü Mahmut Bey bizi çok iyi ağırladı. Akşam yemeğinde fiks menü dahilindeki lezzetli ev yemeklerini tadarken yanında da buz gibi biramızı yudumladık. 



 
Sabah Nemrut zirvesinde bu sefer güneşin doğuşunu izlemek üzere odalarımıza çekildik. Sabah 3:30 civarı bizi uyandıran otel görevlisi arkadaş olmasa gün doğumunu kaçıracaktık. Hemen giyinip yola koyulduk.







Ben açıkçası Nemrut'ta gündoğumunu daha çok sevdim. Güneş dağların ardından yavaş yavaş kendini gösterdi.

Bu yaşıma kadar yurdumun bu güzelliklerini görmediğime bir kere daha üzüldüm. Hele ki Japon turist kafilesinin fotoğraf makineleri ile orada olmalı beni bir kez daha düşündürdü.



 Bu arada unutmadan Temmuzda bile gitmiş olsak Nemrut'ta sabahları çoook soğuk. Mutlaka mont almak gerekiyor. Yoksa titiretiyor. Bu tecrübe ile sabittir. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder